ENPolitik – 2017’nin en güzel fotoğrafı!

Yazarımız Kerime Yıldız, adâlet için savaşan Ali Aktaş, Koray Peksayar ve Tuncay Beşikçi’yi yazdı.

Aristidis…

Eski Roma’da hükümdârın ve senatonun kararlarına karşı çıkan bir adâlet savaşçısı.

Aristidis, kendisi hakkında senatoda yapılan sürgün oylamasını beklerken dışarı çıkınca bir çiftçinin garip davranışı dikkatini çeker. Yanına yaklaşır. Doğru dürüst yazma bilmeyen çiftçi, elindeki kiremiti Aristidis’e uzatarak. “Buraya Aristidis yaz!” der.

Aristidis şaşırır:

“Niye, sana kötü bir şey mi yaptı?”

“Hayır, kendisini hiç görmedim ama âdildir dedikleri için adını saklamak istedim.”

Aristidis, kendisini tanıtmaz; ismini kiremite yazıp uzatır.

ALİ AKTAŞ, KORAY PEKSAYAR, TUNCAY BEŞİKÇİ

Tahliye olan bir bylock mağdûru, bu üç adâlet savaşçısının isimlerini aklında tutamayınca cebinden bir kâğıt parçası çıkarıp oğluna uzatmış. “Adlarını yaz” demiş.

Neden mi?

Sürekli onlara duâ etmek için.

Bir de bu kâğıdın zıddı var. Siyah olduğu için oraya yazılan isimler görünmüyor.

Henüz 15 Temmuz darbe girişimi olmamışken Hz. Ömer adâletinden bahsettiğim bir yazımdan sonra arsız, sırsız, terbiyesiz bir köşe yazarı, “Erdoğan’ı diktatör gösteren dış basınla aynı dili kullanan, bunu yaparken Hz. Ömer analojisi yapanlar var.” demişti. Üstelik bu analojiyi, Fetöcülerin elindeyken kendisi yapardı.

Bakar mısınız, ülkemizi yöneten insandan adâlet bekleyince bir anda vatan hâini olabiliyoruz.

Cumhurbaşkanına kurulan en büyük tuzak, adâlet konusunda onu yanıltmak ve adâlet isteyenleri hâin olarak tanıtmaktır. Artık bu kriptoları temizleme zamanı gelmedi mi?

Bu tip yazarlar, darbe girişimi sonrasında, “Mağdûrlar var!” diye feryat ettiğimizde “Vurun ha!“ yazıları yazıyorlardı. ABD maşalığı yaptıkları kirli geçmişlerini ancak böyle kapatabiliyorlardı. Saldırmak, saldırmak, saldırmak…

………

Hem 15 Temmuz’da saklanıp hem de adâlet dediğimizde, “Ne adâleti? 250 şehidimiz var.” diye çemkiren terbiyesizler!

Hakkı savunan Alparslan Cambaz, bir şehidin oğlu değil mi?

Koca koca köşeleriniz var. Maaşlarınız kabarık. O kadar havalısınız ki sizin yerinizde olabilmek için kalem nâmusunu, yol arkadaşlarını satmayı mârifet sananlar var.

Fakat….

Asla ve kat’a, kalbi bu vatan için çarpan insanların gönüllerinde yoksunuz. Asla ve kat’a, mazlûmların duâlarında yoksunuz.

Bu nasıl bir nasipsizlik Ya Rabbi?

……..

Çok sabrettik aziz okuyucu.. İnanın, 15 Temmuz gecesi dışarı çıkıp direnmek daha kolaydı. Adâletten merhametten nasibini almamışlara direnmek o kadar zor ki.

Lütfen üç adâlet savaşçısının adlarının yazılı olduğu bembeyaz kâğıt parçasına iyi bakın! Bu kâğıtta yeriniz var mı yok mu şöyle bir gözden geçirin. Yoksa hayıflanın. Kendinize bir yuh çekin.

………..

Ali Aktaş, Koray Peksayar, Tuncay Beşikçi’ye sesleniyorum.

Sizi doğuran analar öğünsün!