Hürriyet – O disk’ten delil olmaz

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne (ÇYDD) yönelik 2009 yılında yapılan Ergenekon operasyonu sonucu açılan ve Poyrazköy dosyasıyla birleştirilen davanın “sonradan yüklenen” dijital verilere dayandığı ortaya çıktı.

‘Kafes eylem planı’, ‘Amirallere suikast’, ‘Gölcük’te ele geçirilen belgeler’ ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticileri hakkındaki iddialara ilişkin dosyaların birleştiği, 86 tutuksuz sanığın yargılandığı davaya sunulan yeni bilirkişi raporunda ÇYDD Kadıköy Şubesi’nden ele geçirildiği öne sürülen sabit diske el konulduktan sonra, Emniyet’te bulunduğu zaman diliminde, başka bir bilgisayara bağlanmak suretiyle kopyalandıkları açıkça belli olan dosyaların kesinlikle delil olarak kullanılamayacağı ifade edildi.

Ergenekon üyesi oluğu gerekçesiyle yargılanan ÇYDD Genel Saymanı Avukat Fatma Nur Gerçel’in avukatı Hüseyin Ersöz’ün talebi üzerine, Tuncay Beşikçi’nin hazırladığı bilirkişi raporunda, emanet altında delillerden sorumlu kişiler hakkında ‘Sahtecilik’ ve ‘Görevi kötüye kullanmak’ suçlarından soruşturma açılması gerektiği görüşüne yer verildi.

Saylan’ın da evi aranmıştı
ÇYDD avukatı Hüseyin Ersöz, suçlamalara dayanak olan dijital verilerin bulunduğu, derneğin Kadıköy Şubesi’nden el konulan hard diski ABD’li adli bilişim şirketi Arsenal Consulting Inc’e de inceletti. Şirketin, 30 Ağustos 2013’te hazırladığı raporda da suç delillerinin harddiske sonradan, hard disk başka bir bilgisayara takılarak yüklendiği ve sonrasında silindiği ifade edilmişti. ÇYDD’ye yönelik soruşturma kapsamında 13 Nisan 2009’da Prof. Dr. Türkan Saylan’ın da evi aranmıştı. Yıllarca kanserle mücadele eden Saylan, operasyonun ardından kısa bir süre sonra 18 Mayıs’ta yaşama veda etti.

Ersöz’ün talebi üzerine, ÇYDD Kadıköy Şubesi’nden ele geçirildiği öne sürülen sabit diskten alınan imaj üzerinde uluslararası bir denetim şirketinde, Hile ve Suistimal İncelemeleri Bölümü’nde çalışan Adli Bilişim Mühendisi Tuncay Beşikçi tarafından inceleme yapıldı. Beşikçi’nin 15 sayfalık raporu, davanın görüldüğü Anadolu Adalet Sarayı 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunuldu ve bilirkişilerce değerlendirilmek üzere Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesini istedi. Raporda şöyle denildi:

BİLGİSAYARLARIN SAATLERİNİN GERİ ALINDIĞI…

“Kanıtlara el konulan 13 Nisan 2009’da olay yeri ekibi kanıtların birebir kopyasını alıp (imaj), oluşturulan bu kopyanın ‘elektronik mühür’ olarak tabir edeceğimiz HASH değeri şüphelilere verilmemiştir ve tutanak tutulmamıştır. İlgili diskin imaj tarihi 15 Mart 2009, diske el konulma tarihi olan 13 Nisan 2009’dan 30 gün öncesi olduğu anlaşılmaktadır. Bu Emniyet’teki bilgisayarların tarihinin geri alındığının ve ilgili bilgisayarlarda yapılacak incelemelerin sağlıksız olacağının bir göstergesi olarak anlaşılmalıdır.

Olay yeri incelemesi aşamasında delil bütünlüğünün sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Adli imaj alma işlemi yapılmadığından dolayı delil bütünlüğü ilk aşamada bozulmuştur. Sonuç olarak, ilgili delillerin mahkeme tarafından kabul edilmemesi ve davaya varsa diğer deliller üzerinden devam edilmesi gerekirdi. İşletim sistemine ait 4 farklı kaynaktan doğrulanan bilgilere göre bilgisayar son olarak 10 Nisan 2009 tarihinde saat 20.48’de kapatılmış, 13 Nisan 2009’da Emniyet tarafından yapılan operasyona kadar açılmamıştır.

171 SİLME KAYDI

Fakat işletim sistemi tarafından $logFile isimli gizli dosyada tutulan aktiviteye göre, bilgisayarın son kapanma tarihi olan 10 Nisan 2009 20.48’den sonra, kapalı olması gereken bir zamanda 171 farklı dosya silinme kaydı tespit edilmiştir. Diskte bulunan $logFile (İng. Journal) dosyası incelendiğinde, işletim sisteminden gelen ve en az 4 ayrı kaynaktan doğrulanan bilgilerin aksine, bilgisayarın kapanma tarihinden sonra oluşturulan çeşitli kayıtlar tespit edilmiştir. Bilgisayarın kapalı olması gereken zamanda $logFile dosyasında tespit edilen son LSN numaralarından sonra 103816224 ile 106553725 LSN arasında 400 bin’den fazla oldukça şüpheli işlem kaydı tespit edilmiştir.”