The Brand Age – Dijital dünyanın paralı orduları: Sahte takipçiler

The Brand Age dergisinin Haziran 2017 kapak konusu için Tuncay Beşikçi’nin görüşleri yayımlandı.

Twitter’da takipçi sayısı milyonları bulan hesaplara ilişkin yayınlanan bir liste, takipçi konusundaki hileleri gözler önüne serdi. Adli Bilişim Uzmanı Tuncay Beşikçi, Twitter’da takipçi sayısı sahte olan hesaplara ilişkin çarpıcı bilgiler paylaştı. Türkiye’de en çok takipçi sayısına sahip 10 hesabın ele alındığı listede Cem Yılmaz, Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Ata Demirer, Demet Akalın, Cüneyt Özdemir gibi isimler ve Galatasaray, NTV, NTV Spor gibi kurumlar yer alıyor. Twitter Audit isimli sitenin algoritmalarına dayalı yapılan analize göre 10 kullanıcıya ait toplamda 28 milyon takipçi sahte olarak görülüyor. Beşikçi yaptığı paylaşımda bu durumu ‘’bot partisi kurulsa iktidarlar’’ olarak ifade ediyor. Ancak söz konusu analizin güncel olmadığını ve sahte olarak görünen takipçi sayısının kişi tarafından satın alınması ihtimalinin yanı sıra, Twitter tarafından sahte olabileceği varsayılan;

• gerçek kişi tarafından açılıp bir süre sonra kullanımı bırakılan

• tamamen bot olan hesapların rastgele biçimde söz konusu kullanıcıları takip etmesi

• tıpkı youtube örneğinde ifade ettiğim gibi, başka kişiler tarafından itibarsızlaştırmak için yapılan toplu bot gönderimi

gibi ihtimallerin de göz önünde bulundurularak hesapların bu şekilde görünebileceğini de belirtmekte fayda var.

Dijital dünyanın bu kadar hızlı ve sürekli büyümesine paralel olarak, her geçen gün hakkında yeni bir tartışma konusu açılırken, biz de merak edilenleri kendi alanında uzman isimlere sorduk.

Dijital dünya ve bu dünyanın trendleri konusunda uzmanlaşmış Gazeteci, Yazar, TV Programcısı Serdar Kuzuloğlu, Türkiye’nin sayılı adli bilişim uzmanlarından Tuncay Beşikçi, Skala Medya Planlama Ajans Başkanı Sinan Çilek, Avukat Cevat Kazma gibi değerli isimler konuya dair merak edilenleri profesyonel bir bakış açısıyla bizim için yanıtladılar. Avukat Cevat Bey’den aldığımız yanıtlara göre işin hukuki tarafında, cezai yaptırımlar konusunda dünyanın oldukça gerisindeyiz. İşin yargı ve idari boyutunda ise bu iş için yapılandırılmış bir ekip bulunmuyor. Dolayısıyla işlenen suçun ardından gereken cezai yaptırımın sağlanması oldukça vakit alıyor. Ayrıca popüler sosyal medya ağlarının yurt dışı menşeili olması sebebiyle adli konularda söz konusu ülkeler Türkiye ile iş birliğine sıcak bakmıyor. Çeşitli sektörlerden aldığımız bu görüşler ışığında uzmanların hemfikir olduğu nokta ise markaların sahte takipçilerle ve bot hesaplarla gerçekleştirdiği iletişimin markaya uzun vadede hiçbir katkı sağlamaması. Yani kısa süreli oluşturulan bu sahte gündem oluşturma, markaların kendini kandırmasından öteye gidemiyor. Ayrıca çeşitli hilelerle yine bot hesaplar tarafından oluşturulan bu ‘’sosyal medya gürültüsü’’ nitelikli içeriklerin de gözden kaçmasına sebep oluyor. Dijital reklamcılık ve marka iletişimi konusunda uzmanlaşmış Serdar Bey ve Sinan Bey’e göre markaların organik olmayan kanallara yatırım yapıp kendilerini riske atmak yerine, daha güvenilir etki sağlayacak organik bir iletişim stratejisi çizip, bu yönde ilerlemesi gerekiyor.

Markalar, çeşitli ajanslar ya da işbirliği yapılan kişiler tarafından yürütülen dijital dünyadaki sahtelikler nedir bize biraz anlatır mısınız?

Tuncay Beşikçi: Başlıca sahtecilikleri; marka ile ilişkilendirilen sahte hesaplardan sızdırılan ticari sır veya gizli şirket bilgileri, sosyal medya hesabı olmayan markaların adına açılan veya küçük değişikliklerle bire bir taklit edilen hesaplar, rakip firmaların markayı kötülemek amacıyla açtığı hesaplar, marka hakkında isimsiz hesaplarla yayılan sahte görsel ve sloganlar, sahteciliklerin arkasından gelebilecek tehdit ve şantajlar, kendisini şirket çalışanı olarak gösterip negatif içerik paylaşan sahte hesaplar olarak sayabilirim.

Markaların ve kişisel hesapların sahte takipçi oranlarını hangi parametrelere göre ölçüyorsunuz? Bu değişkenlerin güvenilirlik düzeyi nedir?

T. Beşikçi: Takipçilerin gerçek mi, sahte mi, bot hesap mı veya inaktif mi olduklarına dair gerek sosyal medya şirketlerinin kendileri gerek sosyal medya analizi yapan firmalar çeşitli algoritmalar kullanıyor. Takipçi hesapların analizi yapılırken, hesapların oluşturulduğu tarih, gönderi ve paylaşım sıklıkları, profil bilgilerinde yazanlar, takip ettiği diğer hesapların sayısı, sisteme giriş, görüntülenme ve takipçi eklenme sıklıkları, paylaşılan içeriğin takipçi sayısına oranı, zaman çizelgesi ve gönderilerin içerik analizi gibi çeşitli parametreler kullanılıyor. Sosyal medya hesaplarına sahte takipçi sağlayan kişi veya kuruluşların kullandıkları akıllıca ve organize yöntemler nedeniyle bu algoritmalar dahi sahte takipçi oranlarını tam olarak belirleyemese de yaptığımız incelemelerde takipçi analizlerinin aşağı yukarı doğru sonuçlar verdiğini gözlemleyebiliyoruz.

Dijital dünyadaki organik olmayan büyümeye karşılık, bizi bekleyen tehlikeler neler?

T. Beşikçi: En büyük tehlike marka değerine, şirket itibarı ve güvenilirliğine gelebilecek ve telafisi çok zor noktalara varabilecek zararlardır. Hatta yasadışı veya uygunsuz içeriklerin marka ile ilişkilendirilmesi durumunda şirket resmi hesabının kapatılması dahi söz konusu olabilir. Sahte takipçilerin marka veya şirket adının altına yapacağı olumsuz yorumlar ve gerçek dışı beyanlar, ‘spam’ olarak bilinen marka ile ilgisiz reklam kampanyalarının verdiği zarar gerçek reklam kampanya verilerini de yanıltmaktadır. Sahte takipçi ve botların yarattığı markalarla ilişkilendirilen içeriğin takibi ve silinmesi de oldukça zor ve zahmetli olmakta.

Ayrıca maddi zararlar da olası, örneğin ücretli olarak verilen ilanlarda, insan gibi davranarak reklam bağlantılarına klikleyen ve platformun kendisi tarafından dahi tespit edilemeyen botların varlığı biliniyor. Reklam kampanyalarında sahte veya inaktif hesaplar için harcanan para, zaman ve emek boşa gittiği gibi bu kampanyalar hiçbir zaman hedefini bulmuyor ve satışa dönüşmüyor, sahte hesapların marka altında oluşturdukları spam içerik nedeni ile gerçek kullanıcıların da takibi bırakması çoğunlukla gözlemlediğimiz bir durum. Er ya da geç ortaya çıkan sahte hesap alımları tespit edilip hesap kapatıldığı takdirde şirketler gerçek hedef kitlelerine ulaşabilecekleri platformlardan da olabiliyorlar. Herhangi bir itilaf durumunda ise sahte hesapların tespit edilse dahi arkasındaki gerçek kişi veya kurumların bulunması oldukça zor.

Tuncay Beşikçi: Markaların başına gelebilecek en büyük tehlike marka değerine, şirket itibarı ve güvenilirliğine gelebilecek ve telafisi çok zor noktalara varabilecek zararlardır. Hatta yasadışı veya uygunsuz içeriklerin marka ile ilişkilendirilmesi şirketin resmi hesabının kapatılması dahi söz konusu.

Siz dijital dünyadaki bir uzman olarak, bu dünyadaki sahte takipçi, bot hesaplar ve robot yazılımlarla ulaşılan, organik olmayan izlenme, beğenilme, etkileşim oranlarına karşı markalara yönelik ne gibi tavsiyeler verirsiniz?

T. Beşikçi: Sahte takipçi satın almak bütün büyük sosyal medya ağlarının kullanım şartlarına aykırı olması ve çeşitli yaptırımların bulunması haricinde, yapılan birçok araştırma sosyal medyadaki takipçi sayısının fazlalığının kesinlikle maddi bir getirisinin olmadığını ve daha iyi bir sosyal medya görünümü ve itibarı sağlamadığını ortaya koymuş durumda. Sahte hesap alındığının ortaya çıkması halinde karşılaşılacak itibar ve müşteri kaybı riski her zaman mevcut. Bu nedenle şirketlere, takipçi satan kişi ve kurumlardan uzak durmalarını, sosyal medyadaki güncel durumlarını analiz ettikten sonra, müşteri ile bire bir iletişime olanak sağlayacak özgün içerik yaratabilecek, doğal ve organik büyümeye yönelik markaya uygun platformlarda hedef odaklı strateji geliştirip kampanya yürütebilecek, kampanyaları, sonuçları ve trendi hızlı bir şekilde takip edip aksiyon alabilecek konusunun uzmanı kişi veya kurumlarla çalışmalarını öneririm.

Kaynak: The Brand Age